Ankara'dan ses veriyorum. Otobüsten yeni indim bekleme safhasına geçtim. Dümdüz hiçbir atraksiyonun olmadığı karasal iklimin buram buram koktuğu beş buçuk saatlik bir yoldu. Otobüs mola bile vermedi. Tek eğlenceli kısmı yolda hala daha erimemiş olan karları izlemekti. Ankara'nın bürokrasisi yollarına, insanlarına, her şeyine işlemiş. Belirli bir planım yok. Kafamda sadece birkaç yeri gezmek var.
Sondan başa doğru gelirsem öncelikle dönüşte Eskişehir'e hızlı trenle gidip ordan Bursa'ya otobüsle gitmek. Hem saat olarak kısa hem de hızlı tren görmemiş biri için iyi bir deneyim olsa gerek. Tabi birde kısa bir Eskişehir turu var aklımda bakalım. Dönüşü düşündüm de burada yapacaklarım tam bir muamma. Kuğulu Park, Kızılay vs biraz öğrenmek niyetindeyim çünkü okul gezileri ile gelişlerim sadece Anıtkabir ve Atakuleden ibaretti. Burada artık öğrendim ki Ankara tam bir avm şehri olduğu için kesin araya bir-iki avm de sıkıştırılır bakalım. Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Bu arada unutmadan Eskişehirde 10 dk lık molada dondum. Buz gibiydi hava Ankara'yı da öyle beklerken çok güzel bir hava karşıladı beni. Şans!